 

  
    
Gündemimizi oluşturan son sağlık problemlerinden kene salgını insanların korkulu rüyası haline gelmiş durumda. Biz burada kene, kene ısırık tedavisi, ve alınması gereken önlemler konusunda bilgi vermeye çalışacağız. Kene Latince tür adı Rhipicephalus sanguineus olan bir omurgasız canlıdır. Tip olarak böceklere benzer ancak sekiz bacaklı oluşu ile böceklerden kolayca ayırt edilebilir. Boyutları ortalama yetişkin bireylerde 5 mm. Dir. Fakat kan emme işlemini henüz bitirmiş bir dişi kene yaklaşık 1,52 cm kadar olabilmektedir. Renkleri koyu kahverengi ile kırmızı kahverengi arasında olup, beslenme tipleri dış parazittir. Kanla beslenirler ve her türlü memeli kanı besin kaynağı olarak kullanılabilmektedir.Tek istisnaları köpeklerdir. Köpeklerin kanını besin olarak kullanamazlar. Yazımızın ilerleyen kısmında kene ile mücadele konusunda köpeklere değinilmektedir. Habitatları kan emmedikleri zamanlarda çimenlerin üstü, çalılık alanlar,kümes, ahır gibi hayvanların bulunduğu yerlerdir.Burada dikkat edilecek olursa besin kaynağına en kolay erişilebilecek yerleri barınak olarak seçmektedirler. İnsanlara ulaşma yolları da ya hayvanların üzerinden ya da çinem ve çalılık bölgelerden direk olarak olamaktadır.
Yumurta ile çoğaldıkları için çok kısa zamanda sayılarını çok fazla arttırabilirler. Burada kriter besin kaynağıdır. Eğer kan emebilecekleri hayvan insan sayısı fazla ise daha fazla fayda sağlamak için sayılarını arttırırlar. Bir dişi bir seferde ortalama 600 kadar yumurta bırakabilir ve bu yumurtalar bir hafta içerisinde aktif yavru kenelere dönüşmektedirler.Davranışları Başta köpekler olmak üzere birçok diğer hayvan ve insan üzerinde yaşarlar. Köpekleri kanını emmemelerine karşın başka hayvanlara geçmek için aracı konak olarak kullanmaktadırlar.Yetişkin keneler köpeğin kulak bölgesinde ve ayaklarında bulunurlar. Yavru keneler ise hareket ve aktivitenin nisbeten daha düşük olduğu sırtta bulunurlar. Genel davranış olarak insanları pek tercih etmezler. Fakat çevrelerinde hayvan yerine insan varsa hiç de çekinmezler. Beslenmeksizin 7 ay yaşayabilmektedirler. Burada yanlış bilinen bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Ölümcül keneler genelde kendi ısırıklrı ile bir insanı ya da bir canlıyı öldürmezler. Düşünün bir kenenin kan emmek için kullandığı boru yaklaşık 0.15 mm civarındadır. Bu kadarcık bir yara ile kimse ölemez. Ölümün sebebi kenelerin taşıdığı mikropların canlılarda ve özellikle insanlarda ölümcül olmasıdır. Paraziter özellikleri bit yada pire gibi değildir. Bitler ve pireler konakçı üzerinde sürekli yaşama eğilimindedirler. Keneler beslendikten sonra konağını terk eder ve yine eski habitatlarına dönerler. Evde eğer bulunuyorsa beslendikten sonra kapı pencere kenarları ve süpürgeliklerde barınırlar. Evde olduğundan şüpheleniyorsanız ilk kontrol etmeniz gereken yerler önce evde yaşayanlar (hayvanlar dahil) sonrada işte bu kapı süpürgelik gibi yerlerdir. Evde şayet bir kene gördü iseniz ki yukarıda fotoğrafını gördüğünüz şekilde olmalı derhal profesyonel bir ekiple çalışmalısınız kendi başınıza mücadele etmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Çünkü mücadele çok aşamalı ve sistematik ilerlemesi gereken bir uygulamadır. Önce keneleri evde saklandıkları yerden çıkarmak için uygulanan yöntemler, daha sonrada bu çıkan keneleri toplu olarak yok etmek için uygulanan yöntemlerdir.Kullanılan kimyasallar açısından da haşere mücadelesinden çok farklı bir yöntem izlenmektedir.
Evde kenenin kendisini değil de yine yanda fotoğrafı yer alan yaraya evdeki bireylerden birinde rastlanırsa da yine evde kene olduğu anlaşılabilir. Bu durumda da ilk önce yapılacak şey hemen bir hastaneye evdeki tüm bireyler götürülüp vücut taramasının yapılması ayrıca ısırılan kişilere acil müdahale edilmesi gerekliliği açısından çok büyük önem arz etmektedir.Ayrıca bilinmesi gereken şeylerden biride kenelerin bit pire gibi sıçrayamadıklarıdır. Kenelerin sebep oldukları rahatsızlığa tıpta Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi denilmektedir. Kırım-Kongo Hemorajik Ateş (KKHA),keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyon öldürücü etki yapmaktadır. Vücuttaki bağışıklık sistemini etkileyerek diğer enfeksiyonların da vücuda girişi için zeminde hazırlamaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz köpeklerin kanını emmelerinden yola çıkarak bilim adamları bir takım bilgilere ulaşma çabasındadırlar. Eğer köpeğin kanını emmesini engelleyen madde bulunup aşı gibi bir yolla canlılara verilebilirse kenenin öldürücü etkisi de ortadan kalkmış olacaktır.Türkiye doğal kaynaklar açısından zengindir ve bu yüzdende kenelerin konak canlı bulabilecekleri bir yerdir. Keneler şehir hayatından çok kırsal alanlarda bulunurlar ve bu yüzden de tarım ve hayvancılıkla uğraşan ziraatçiler, çiftçiler,veterinerler, taze et ile uğraşan kasaplar, mezbaha sahibi ve çalışanları muhtemel risk taşımaktadırlar.Kamp ve piknik yapmak için kırsal bölgeleri seçenlerde yine risk taşımaktadırlar
Henüz ergin olmamış Hylomma soyuna ait keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder; ergin kene olduğunda da hayvanlardan ve insanlardan kan emerken bulaştırır.Yani keneler virüsleri için bir ara konak konumundadırlar. Kuluçka Süreleri virüsün alınmasından sonra 1-3 gün kadardır. Kuluçka döneminden sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Ki bunlar;Ateş,vücutta kırgınlık, baş ağrısı şeklinde baş gösterir.Kanın pıhtılaşma mekanizmasını etkileyen virüs, vücudun çeşitli yerlerinde kırmızı döküntülere, gözlerde kızarıklığa, gövde, kol ve bacaklarda morluklara, burun kanamalarına, dışkıda ve idrarda kan görülmesine sebep olmaktadır. Ölüm ise genellikle karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeni ile olmaktadır.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nedir?

Kırım-Kongo Hemorajik Ateş (KKHA),keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir.
Keneler Nasıl Tanınır ve Nerelerde Bulunur?
Keneler otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekillidir. 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırabilirler.
Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.

Kimler Risk Altındadır?
Hastalık genellikle meslek hastalığı şeklinde karşımıza çıkar.
-
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar
-
Veterinerler
-
Kasaplar
-
Mezbaha çalışanları
-
Sağlık personeli özellikle risk gurubudur.
-
Kamp ve piknik yapanlar, askerler ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlar da risk altındadır.

Henüz ergin olmamış Hylomma soyuna ait keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder; ergin kene olduğunda da hayvanlardan ve insanlardan kan emerken bulaştırır.
Kuluçka Süresi Ne Kadardır?
Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6 gün, en fazla ise 13 gün olabilmektedir.
Belirtileri Nelerdir?

Ateş
Kırıklık
Baş ağrısı
Halsizlik
Kanama pıhtılaşma mekanizmalarının
bozulması sonucu;
- Yüz ve göğüste kırmızı döküntüler
ve gözlerde kızarıklık,
- Gövde, kol ve bacaklarda morluklar
- Burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür
- Ölüm karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeni ile
olmaktadır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tanısı Nasıl Konulur?
Kanda virüse karşı oluşan antikorların taranması tanı için en sık kullanılan yöntemdir. Bu göstergeler hastalığın başlangıcından sonra 6. günden itibaren belirlenebilir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nasıl Kontrol Edilir ve Nasıl Korunulur?
Hastalığın bulaşmasında keneler önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle kene mücadelesi önemlidir fakat oldukça da zordur.
1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.
2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.
3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları,
4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.
5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent) olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. (Bunlar sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir.)
6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için taranmalıdır.
|
 |
|
8. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
(detaylı bilgi için http:/kidshealth.org/parent/general/body/tick_removal.html)
|
 |
 |
 |
 |
|
9. Diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, haşere ilacı (insektisit) ile uygulamanın uygun görüldüğü durumlarda çevre ilaçlanması yapılabilinir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tedavisi Nedir?
Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastaya destek tedavisi yapılmalıdır.
Konuyu Hazırlayan: Dr Alp Akay - Dr.Başak Soyluoğlu
|